Limon Çiçeği Kitapları

Tuesday, February 26, 2008

18 - Yaşama Yerleşmek / Üstün Dökmen

Bunca zaman kitapsız kalmadım tabi : ) Sadece okuduklarımı aktaracak zamanım olmadı, bir zaman sonra da artık etkisinde olmadığım için istekli olmadım.

Anneme diye alıp önce kendim okuduğum bir başka kitap Üstün Dökmen'nin kitabı. Kitabı okurken kendisini TV'nin karşısında izliyormuşsunuz izlenimine kapılıyorsunuz. Ara aldığım notlar ise şöyle:
" Aşk olunan birşey değil oluşturulan birşey olmalıdır"
" Satranç oynayan bir çift
E- atını almam gerekiyor
K - ama ben o ati seviyorum
E- ama almazsam satranç olmaz ki!

Evet, erkek eşinin atını almazsa satranç olmaz ama aşk olur. Aşk değer verdiğiniz bir kişi veya 'şey' için, gerektiğinde mantıksız davranabilmektir."

"Sadece zayıflar adalet ister"

"İşyerinde ne yapıldığı önemlidir ama nasıl yapıldığı da önemlidir; hedeflere ulaşmak önemlidir ama hedeflere nasıl ulaşıldığı da önemlidir"


İncelenmeye değer:
- Muzaffer Sherif
- Mustafa Sarısözen
-

Monday, April 16, 2007

17 - Bioritimler

Akaşa yayınlarından çıkmış olup yazarı Peter West olan kitapta hayatımızda neden daha iyi veya neden daha kötü hissettiğimiz açıklamasını bulabilirsiniz. Bazen bende bunu yapan ototmatik programalara baksamda, kitapda bunun çok önemli olduğu, hayatımızı ona göre planlamamız gerektiği gibi biraz abartı öneriler var. Bunu bir yana bırakırsak:
Fiziksel 28 gün, duygusal 23 gün ve zihinsel 33 günlük üç evrenin sinüs eğrisi gibi gel-gitleri etkisindeyiz.

Tuesday, April 10, 2007

16 - Sizin ki Hangisi ?

Hıncal Uluç'un kaleme aldığı ve aşk-sevgi üzerine dönen güzel-çerezlik-eğlenceli bir kitap. kendinizden bulacağınız gibi aradığınızı da bulduğunuz bir aşk tanımı yapılıyor.

"Eğerli, çünkülü, rağmenli sevgi ??"
"Sevmek sevdikleriniz mutlu etmektir, bunu aklınızdan hiç çıkarmayın"
"Beklentili sevgi, sevginin pazarlıklısı demektir.Beklentili sevgi, yaralanmış, tükenmeye yol açmış sevgidir"
"sevgi bir bakıma önceliktir çünkü"
"
"Ne hasta beklerdi sabahı,Ve ne genç ölüyü mezar.Ne de şeytan bir günahı,Seni beklediğim kadar." Necip Fazıl

15 - Evlilik Şirketi

Bir çiftin 9. yılını bitirdikleri gün birbirlerine dürüst olmakla ilgili verdikleri söz ile başlayan sohbet hiçte istemdikleri yöne gider. Dürüst olmak sandıklarından çok zodrdur. Daha önce yaşadıkları, kimseye söyleyemediklri, utandıkları ve ezildikleri herşeyi anlattılar... İlginç bir deneyim ama dürüst olmak hiç te kolay değilmiş.

14 - Bireysel Psikoloji

Okuyup yazmadığım kitaplarım var. Onları yazayım artık...
Alfred Adler tarafından kaleme alınan sosyal duygunun gelişimini anlatan bir kitap.
" herkes bir amacın etkisi altındadır. Bu amaca ulaşmak başkalarını geçmek olarak kendini belli eder. Herkesten daha üstün olmak için uğraşır."
"Organik yetersizlikler insanda aşağılık duygusu oluşturur"
"Aşağılık duygusu, üstünlük duygusu, sosyal yetersizlik, şımartılmış olmak veya istemek ..."
" Bir ailedeki iki kızdan en büyüğü, kendisinden üç yaş küçük bir kızkardeşi dünyaya gelir gelmez çetinleşti ve isyankar oldu. Kçükkız itaatli bir çocuk olmanın avantajını anladı ve böylelikle herkes tarafından çok sevildi. Sevildiği ölçüde büyük kız öfkelendş ve isyan etti. Büyük kız ilerlemiş bir yaşa kadar bu şiddetli protesto durumunu devam ettirdi. herşeyde üstünlüğe alışmış olan küçük kız okuldabir başkasından geri kaldıüında ilk şoku geçirdi. Okuldaki bu deneyim ve daha sonra karşılaştığı üç büyük hayat problemi, ihtirası için tehlikeli bir noktada gerilemeye ve aşağılık kompleksi yapmaya zorladı. Bu sürekli başarısızlık korkusunun sonucudur"

"Gerçek hayatı çekilmez bulan insan hayal dünyasına sığınır. Yalnız hayal gücü sosyal duygu ile tam bir anlaşma halinde olduğu zamanönemli eserlerin ortaya çıkabileceğini unutmayalım. Çünü hayal gücü duyguları ve heyecanları uyarmak suretiyle bir makinedekisıkma işini görür,hayatın randımanını artırrır"
"Hatayın manasını araştırmak ancak insan-evren arasındaki münasebet gözününe alındığında bir değer ve önem kazanır"
"Tnarı kavramı gerçekten insanın mükemmeliyet özlemini, insanların bu mükemmeliyete ulaşma hususundakigizli arzularını kapsamaktadır.

Sunday, December 17, 2006

13 - And Now You Can Go

Vendella Vida'nın kitabında üniversiteli bir kızın yaşadığı hoş olmayan bir olay ve çevresinde yarattığı etkiyi anlatıyor. Olaylar New York civarında geçiyor. Dil olarak oldukça akıcı, otobüste,serviste falan okuyabileceğimiz türden. Romanın baş karakteri ve ev arkadaşı arasında geçen tekerlemeler çok eğlenceli, ben de onlardan örnek vereceğim.

"Please heed my wishes
And do the dishes"

"Cording to ancient lore
She who doesnt wash the floor
Owns evil in her true hearts core
O! Wont you wont you do your ....?
"

Limon Çiçeği

Sunday, November 19, 2006

12- Aşka Şeytan Karışır

Hande Altaylı'nın kaleme aldığı kitap tamamen tesadüflerle elime geçti. Cuma günü iş arkadaşlarım, haftasonu Bursa'ya gideceğim için iyi yolculuklar dilerken, birden kitap oku deyip elime tutuşturdular. İyi de yaptılar.

Bir kadının aşk hayatından bir kesiti anlatıyor. Ama benim ve çevremdekilerin alışık olduğu türden bir ilişki değil. Aslında ilişki demekde pek hafif kalıyor, ilişkiler yumağı. Bir zaman sonra aşka inancınız bile sallanıyor. Bir çırpıda, güneşli bir Bursa haftasonunda okuyup bitirdiğim kitap, sonunda öyle bir küfür sallamama neden oldu. Bu kadar da olmaz deyip, omuz silkip, ben yine aşk hayallerine daldım :)

Aldığım notlar :
"Aşkın sadece küçücük bir umuda ihtiyacı vardı. O umut olduktan sonra, insan sonsuzadek bekleyebilirdi."

"Aşık bir insanı aklıselime davet etmenin ne kadar beyhude olduğunu biliyordu. Jülide'nin dediği gibi, aşk şeytanın kemendiydi. İnsanıkıskıvrak yakalar, elini kolunu bağlar, her türlü deliliği yaptırırdı. Bir kez bu kemete yakalananı, ne ahlak, ne gurur, ne de mantık yola getirebilirdi. "

"Artık acı çekmenin inceliklerini öğrenmişti, direnmenin nafile olduğunu biliyordu. Buyur edeceksin, teslim olacaksın, paşa paşa çekeceksin çekeceğini. kural buydu. Zihninin, anılarının, en fenası da hayal gücünün sana işkence etmesine izin vereceksin. Dibe vurunca gerekiyorsa, küüt diye vuracaksın, payına beş bin gözyaşı düşüyorsa dökeceksin. Nasıl olsa sonsuza kadar sürmüyor ki, illa ki azalıp gidiyordu"


"Ben kendi çektiğim acıları biliyorum, kendi uzun gecelerimi, kendi korkularımı, kendi kuruntularımı, kendi şüphelerimi ... Ağladığım kadarını, anladığım kadarını biliyorum. Kendimi biliyorum bir tek. Peki yao, onun yaşadıkları ? Baksana ben yıllarca onun yasını tutmuş, ruhumda milyonlarca gedik açmış, travmalardan tarvma beğenmişken, o gelmiş, acaba bana hiç aşık oldu mu, diye soruyor. Belki onun da geçmiyordu geceleri, belki onun da kalbi bin delikten kanıyordu, ne malum belki o da aşkın zehirli oklarından kurtulmak için çırpınıp duruyordu ?"


Limon Çiçeği

Wednesday, November 01, 2006

11 - İnancın En Güzel Tarihi

Evet sıra inanç meselesine geldi. Kitap İş bankası kültür yayınlarından çıkma. Takip edeceğiniz üzere serinin devamı. Okunması kesinlikle tavsiye edilen kitaplardan biri. İnsanların tanır arayışlarından başlayıp çok tanrılı dinlerden nasıl tek tanrılı dinlere geçtiklerini, tek tanrılı dinlerin aynı özü insanlara nasıl farklı farklı verdiklerini çok akıcı bir şekilde anlatıyor. Kitap yahudulik ve hiristiyanlık ağırlıklı yazılmış ve islamiyete değinilmemiş. Aslında içerik olarak pek farklı olmadıklarını kitabı okurken öğreniyorsunuz. Mesela ibranicenin ünsüzlerden oluşan bir dil olduğunu ben bu kitapdan öğrendim. Alıntılarım ise şöyle :
"Herkesin Tanrısı kendinedir"
"Yahudilik bir iman dini değil, eylem ve eylemler dinidir. İnsanı Tanrı'ya eylem bağlar"
"İbrahim'e gelen vahiy : "Ülkenden, vatanından, babanın evinden çık, git ..."" buyruğundan söz ederken, bunun ne derece bir kökten kopuş sözü olduğunu vurgulamıştım.Pagan olmak yerleşmek, bir yere çakılmak, toprağın güvencesi üzerine konmaktır. Göçebe ise aksine, her an odunu ocağı terk edip yole koyulmaya hazırdır. İbrahim gibi o da sahip olduğu varlık ile yetinmez, yerleşik hayattan ve onun sağladığı güvenlikten vazgeçebilir."
" .. concept anlamda Tanrı'nın kendisi bizi ilgilendirmez. İyiliğin ve özgürleşmenin Tanrı'sı bizim için önemlidir"
" Elbette hikayede İbrahim'in, Tanrı'dan öyle emir aldığı için, yani en yüce bir söz veya değer uğruna, oğlunu kurban etmesi gerektiği söyleniyor. Ama son anda, kendisi bağladığı biricik oğlu İshak'ı bıçkla tam keseceği sırada, Tanrı'nın meleği onu durdurur. Bu durdurmanın -ki aynı zamanda bir "karar"dır- anlamı açıktır: Sen artık çevrende herkesin yaptığı gibi yapmayacaksın, sadece kendi oğlunu deil, hiçbir insan oğlunu öldürmeyecek veya kurban etmeyeceksin. Şöyle diyebilirim İbrahim'in gerçekleştirdiği devrim, Tanrı'nın sözüne karşı bile olsa, "ötekine" saygıyı gündeme getirmesidir. Tanrı simgesini ya da değerini bir insanlık değerine, insanlar için bir değere, yani en geniş ve en derin anlamı ile bir adalete dönüştürmektir."

10 - İş Hayatında Motivasyon

Üzeyir Garip kitaplığı serisinin 4. kitabı. Kitap genel olarak bilinenler ile bilinenlerin uygulanmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak başlıyor. Motivasyonun sadece maddi gelir ile sağlanamadığını da örnekler ile anlatmış. Benim de iş hayatında yaşadığım pek çok ana cümle kurmuş. Mesela :
"Eğitilmiş, deneyimli ve yeteenekli kişiler hızlı terfi beklerler. Maddi ve manevi gelişme beklerler. Bu insanları uzun süre aynı işte çalıştırmak oldukça güçtür. Verilen işi geliştirip kendileri de o işe tam uyum sağladıkları anda tatminsizlikle karşılaşırlar. İşleri onlara basit gelmeye başlar. Meydan okuyucu nitelikte yeni işler peşinde koşmak isterler. Çoğu kez yeni bir işin yeni meydan okuyucu olması, ilginç olması, hoşlarına gitmesi veya unvanı yönünden daha itibarlı olması maddi gelirin de önüne geçer"
İş hayatında önemli olacak bir başka söz ise "Şuyuu vukuundan beterdir" diyerek vurguluyor. Bunun gibi pek çok durumum analizi mevcut. İş çevresindeki insaları ve kendi pozisyonunuzu analiz etmek için oldukçe verimli bir kitap.

Limon Çiçeği

Sunday, October 22, 2006

9-Genclere Tavsiyeler

Is kitaplari serisine bir kitap daha ekledim. Uzeyir Garih`in muhendislik ile baslayan egitimi ve is hayati ile kendi sirketini kurma asamasinda neler yaptigini kisaca anlatan ve genclere tavsiyeler veren kitap serisinin 8. kitabi. Genclere is seciminde calisabilecekleri, calistiklarinda gelisebilecekleri, al maasini islerden ziyade kendilerini gelistirebilecekleri isleri secmelerini oneriyor. Genelde ebeveynlerin cocuklarindan istedikleri maasi olan surekli bir istir. Fakar buyumek soz konusu olunca bunun yeterli bir hedef olmadigini vurguluyor. Gercekten cok hakli !

Limon Cicegi